Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti’nin salgını yeterince ciddiye almadığını, tedbir alamadığını, aldığı tedbirlerde geç kaldığını ve denetimleri yaptırmadığını belirterek, aylardır süren krizin çözülmesi için ortaya konulan çalışmalarda UBP-DP Hükümeti’yle azınlık hükümeti arasında 8 fark bulunduğunu söyledi. Özersay, azınlık hükümetinin önceki hükümetin yaptıklarını yapamadığını ve başarısız olduğunu kaydetti.
Azınlık hükümetinin krizi yönetemediğini, tutarlı, inandırıcı olmadığını ve halkın güvenini kazanamadığını ifade eden Kudret Özersay, azınlık hükümetinin 8 noktada diğer hükümetten farklı neleri başaramadığını anlattı.
Kudret Özersay, Haber Kıbrıs Web TV’de yayınlanan “Markaj” programına katılarak, Ali Baturay’ın sorularını yanıtladı.
“8 noktada azınlık hükümeti başarısızdır”
Halkın hükümete güvenmediğini ve beklentilerinin düşük olduğunu belirten Kudret Özersay,
UBP- HP Hükümeti’yle UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti arasındaki 8 farkı özetle şöyle açıkladı:
“Birinci nokta; kamuoyunu düzenli, sağlıklı ve anlaşılır biçimde bilgilendiremiyorlar. İnsanlar açıklamaları anlamakta zorlanıyor ve uygulamada sıkıntı yaşanıyor. Açıklamalar daha net olmalı.
İkinci nokta; karar alırken hızlı hareket edebilmek lazım. Yurt dışından gelecek yolcuların getirecekleri virüs riskleri düşünülerek bizim dönemimizde hızlı bir şekilde charter seferleri durdurduk. Gerekli girişimleri yaptık, bir saatte karar aldık. Hükümet kararları gecikmeli alıyor ve açıklıyor. Kendi içlerinde sorun yaşıyorlar. Sağlık Bakanı, Alsancak ve Lapta Belediye Başkanlarıyla görüştü ancak bölgesel kapanma kararı alınamadı. Üst komite hükümeti ikna edemedi. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi ve Bakanlar Kurulu arasında sorunlar yaşanıyor. Bizim hükümetimiz zamanında başta üst komite yoktu ancak yapılan girişimlerin ardından ve komite devreye girdikten sonra koordinasyonu sağladık.
Üçüncü nokta; karar alınana kadar herkesi memnun etme ve küstürmeme çabasıyla hareket ediliyor. Bu nedenle hızlı karar alınamıyor. DSÖ, ‘ideal kararı aramayın doğru kararı alın ve uygulayın’ diye uyardı. Bizim dönemimizde hükümet adına açıklamaları yaptığım için ağır eleştiriler aldım. Mağdur olanlar açıklamaları ben yaptığım için bana saldırılarda bulundu. Ancak biz herkesi memnun etmeye çalışmadık, doğru olan ne ise onu uyguladık.
4’ncü nokta; vatandaşın şikayetlerine kulak vermediler. Karantinaya girenlerin sorunlarıyla ilgilenmediler ve denetlemediler. Bazı temaslı otelleri ve bazı yurtlarda yaşanan sorunlardan dolayı temaslılar kendilerini gizlediler. Alsancak’ta bir hasta, bir hafta boyunca kendi kendini tedavi etmeye çalıştı ve akşam yoğun bakıma kaldırıldı. Mecliste ‘Beylerbeyi Muhtarı tarama yaptırdı ve 20’ye yakın vaka çıktı’ dedim beni kale almadılar.
5’nci nokta; hükümet kararları almada ve açıklamada geç kaldı. Artan vakalardan dolayı vatandaş Girne ve Lefkoşa’nın kapanacağını duyunca virüs olmayan yerlere gitti, bulaş riskini artırdı. Bizim dönemimizde belki başlarda üst komite karar almıyordu ancak ilgili kişiler Bakanlar Kuruluna bilgi veriyordu. Mesela temaslı takip ekibinin başındaki baş hemşire bilgi veriyordu ve karar hemen alınıyordu. Karar alınacak diye duyum yayıp ertesi gün almıyorduk. Üst komitenin devreye girmesi istenince birlikte toplantılar yaptık. Sağlık açısından uygun görülen ancak uygulamada zorluk yaşanılacak kararlarla ilgili değerlendirmeler yaptık, başka formüller ürettik.
6’ncı nokta; alınan kararların, herkesin aklına ve mantığına uymaması. Bizim dönemimizde akşam 8’den sonra sokağa çıkma yasağını elimizdeki verilere göre aldık. Örneğin bu saatten sonra misafirliğe gidildiğini açıkladık. Bu nedenle İskele ve Karpaz’da ayrı bir düzenleme yaptık. Yabancı öğrencilerin gruplar halinde sokakta dolaştıkları için bu saati dikkate aldık. Alınan son kararlarla ilgili soruların cevapları alınamadı. Alsancak ve Lapta’da esnafın kapatılmasıyla ilgili karar alındı ancak başka yerler kapatılmadı diye başka yerlere gidildi. Mesela paket servisini neye göre kapattılar bunun mantığı nedir? Kriterleri ortaya koyarken verileri de ortaya koymak, izahat yapmak lazım.
7’nci nokta; salgınla ilgili mücadele konusunda halka güven veremediler ve etkin mücadele edileceğini hissettirmediler. Halk salgın nedeniyle yaşanan sorunların çözümü için uğraşılmasını beklerken, parti kurultayı ile meclis başkanlığı kavgalarıyla ve atamalarla uğraştılar. Aldığı karara uymayan bir hükümet görüntüsü verdiler. Maske ve mesafe kurallarına uymayan görüntüler verdiler.
8’nci nokta; hükümet yetkilileri tutarsız açıklamalar yaptı, ciddiyet eksikliği var. Örneğin başbakanlık müsteşarı ‘testler çok yapıldı bu nedenle vakalar fazla çıktı’ dedi. Yani bu kadar test yapılmaması mı lazım? Bunu nasıl söyler bir insan, bir başbakan müsteşarı? İkinci örnek ise her gün akşamüstü vakalarla ilgili bir rakam açıklanır. Ondan iki saat, üç saat sonra başka vakalar çıkar, sabahtan bir rakam daha açıklanır; ‘akşamdan sabaha kadar bu kadar vaka çıktı’ derler. Halbuki bunları topladığınız zaman rakam 100’den fazladır. Dolayısıyla krizi yönetirken tutarlı ve inandırıcı olmak gerekir. İçişleri Bakanlığı bizim dönemde iki günde online izin başvuru sistemini koymuştu, çalışıyordu. Nasıl oluyor da şimdi bu sistem oturmaz, bir keşmekeş devam eder, gerçekten anlamak mümkün değil. Bu ilkeler temelinde baktığımızda gecikmeli olarak gelen bu kapanmanın, kamuoyunda benimsenmesi için çok geç kaldı bu hükümet, kapanma faydalı bir sonuç vermeyebilir. Kaldı ki mutasyonlu virüsle de karşı karşıyaysak ki öyle olduğu yönünde açıklamalar var. Durum daha da kritiktir. Bu süreçte hepimize düşen görev daha büyüktür çünkü hükümetten beklentiler düşüktür. Hükümete güven varla yok arasındadır. Hükümete güven duyulduğunu düşünmüyorum.”
(HABERKIBRIS)